
Ünlü bir düşünürün dediği gibi:
“Hayat, hayallerinizin gerçeğe
dönüştüğü uzun bir yolculuktur.”
Peki sadece hayal etmek sizi
varmak istediğiniz noktaya taşıyabilir mi?
Ben bugün yaşadığım gerçekleri
hayallerime ama en çok da çalışmaya borçluyum.
Hayallerim olmasaydı gelecek ile
ilgili plan yapamazdım elbette;
Ama çalışmasaydım bu hayallerimi
de asla gerçeğe dönüştüremezdim.
Tesadüflere ve şansa hiç
inanmadım.
Muhafazakâr bir ailenin çocuğu
olarak büyümemin de bu inançta hatırı sayılır bir payı var.
Ailem bana şansın var olmadığını
ama kaderin gayrete âşık olduğunu sık sık hatırlatırdı.
Hayatta hiçbir şeyin altın
tepsiyle önümüze sunulmayacağını da…
Şanslı değil ama mutlu bir
çocuktum ben.
Beni seven, koruyan, değerleriyle
yaşayan ve o değerleri bana aktaran,
Demokrat ve fikirlerimi önemseyen
bir ailenin içinde büyüdüm.
Hani derler ya:
“Çocuk büyütmek, kilden bir kap
yapmaya benzer;
Fırına atmadan önce istediğiniz
şekli verebilirsiniz
Ama fırına girip çıktıktan sonra
ona bir daha şekil veremezsiniz.”
İşte ben bu düsturu yaşarken daha
iyi özümsedim.
Değerleriyle yaşayan bir aileye
sahip olmanın kıymetini yıllar geçtikçe daha iyi anladım.
Hayat uzun bir yolculuk…
Ben de bu yaşam yolculuğumda
bugüne kadar yaşadıklarımı tüm içtenliğimle paylaşmak istedim sizlerle.
En çok ilkokul ve ortaokul
yıllarımı özlüyorum.
Küçüklük hallerimi hatırlıyorum
da oyun oynamak için hiçbir fırsatı kaçırmayan o küçük Burcu geliyor gözümün
önüne.
Her bir oyuncağımın özel ismi
vardı.
Ama oyuncaklardan çok daha
önemlisi, birlikte oynadığım arkadaşlarımdı.
Onlarla oynadıkça hem çok
eğleniyor, hem de yaşamı öğreniyordum.
Belki de yaşamı oyunlaştırmayı bu
yıllarda öğrendim.
Zaman bu! Oldukça hızlı akıyordu.
Lise yıllarıma yaklaşırken artık
oyunlara ayırdığım süre kısalsa da
Arkadaşlarıma ayırdığım vakti hiç
azaltmıyordum.
Çalışkan, üretken ama bir o kadar
da sosyal bir gençtim.
Bu dengeyi her zaman iyi kurdum.
Meraklıydım, keşfetmeyi
seviyordum.
Kitap okumak en büyük tutkumdu.
Hele ki şiir kitaplarını
başucumdan hiç eksik etmiyordum.
Orhan Veli, Cahit Sıtkı Tarancı,
Necip Fazıl Kısakürek, Arif Nihat Asya…
Birçok şiirini ezbere okurdum
saydığım duayen şairlerin.
Zamanla kendim de şiir yazmaya,
hatta şiirle yaşamaya başladım.
Arif Nihat Asya’nın
"Dua" şiirini bugünlerde tekrar tekrar okuyorum.
Özellikle Gazze’nin 7 Ekim’den bu
yana yaşadığı derin acıları düşündüğümde,
Bu dizelerin anlamı daha da
derinleşiyor:
“Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah’ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz,
havasız;
Ve vatansız bırakma Allah’ım!”
Bir edebiyat aşığı olarak en
büyük idealim Edebiyat Fakültesine gitmek ve bir “öğretmen” olmaktı.
Ta ki süper liseye gidecekken en
yakın arkadaşımın meslek lisesine kayıt olmasıyla
(ailemin tüm karşı çıkmalarına
rağmen) “Muhasebe Bölümü” okumak üzere meslek lisesine yazılana kadar.
O zaman farkında değildim belki
ama almış olduğum bu karar,
Stajyerlikten “CEO”luğa uzanan
yolculuğumda en önemli kilometre taşlarından biri oldu
Ve asıl serüvenin başlangıç
noktasıydı.
Lisenin son yılında, uygulamalı
eğitim gereği bir kurumda staj yapmamız gerekiyordu.
Ardından bu vesileyle yolum, duayen gazeteci rahmetli Nezih Demirkent’in kurucusu olduğu,
Türkiye’nin tek ekonomi gazetesi
Dünya Gazetesi’ni de bünyesinde barındıran Dünya Şirketler Grubu ile kesişti.
İnsan kaynaklarında staja
başladığımda tek hayalim stajı tamamlayıp,
Asıl hedefim olan İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesine kayıt olmaktı.
Çok çalıştım ve başardım da.
Ancak,
Dünya Grubu’ndaki aile ortamı
beni çok etkiledi.
Bölüm müdürlerimin de ısrarcı
yaklaşımıyla hayatımı değiştirecek kararı verdim:
Edebiyat Fakültesi fikrinden
vazgeçerek Dünya Grubu’nun Maliyet Muhasebesi bölümünde çalışmaya başladım.
Müdürüm aynı zamanda İstanbul
Üniversitesi’nde finans dersleri veren bir akademisyendi.
Onun yönlendirmesiyle Anadolu
Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne kayıt oldum.
Artık şiirler değil rakamlar
vardı hayatımda.
Ama ben rakamları, bir
edebiyatçının gözüyle sevmeye başladım.
Mali tabloları bir organizmanın
röntgen filmi gibi görmeye, analiz etmeye başladım.
Bu bakış açısı beni rakamlara
yaklaştırdı, işime tutkuyla bağladı.
Öğrenmeye hep aç bir yapım vardı.
İşimi sevdikçe daha fazla bilgi
sahibi olma isteğim arttı.
Sorumlulukları yetki için değil,
öğrenmek için aldım.
Mesaiye para için değil, kendime
yatırım yapmak için kaldım.
Yıllar sonra bir söz okudum:
“İstiyorsan çalışırsın,
çalışırsan gelişirsin,
Gelişirsen hırslanırsın,
hırslanırsan kazanırsın,
Kazanırsan kazanırsın.” – Kobe
Bryant
Ben de öyle yaptım.
İstedim, çalıştım, geliştim ve
sonunda kazandım.
1998 yılında şirketin İnsan
Kaynakları departmanında stajyer olarak başlayan kariyerim,
Maliyet Muhasebesi, Bütçe ve
Planlama, Mali İşler Müdürlüğü gibi birçok pozisyonla devam etti
Ve 2015 yılında Grubun CFO’su ve
Mali İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi oldum.
Bu görevin ardından ise CEO’luğa
uzanan yepyeni bir yolculuk başladı.
Hâlihazırda Kösem Medya ve
Danışmanlık Şirketi Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak medya sektöründeki
faaliyetlerime devam ediyorum.
2024 yılı Kasım ayından bu yana
ise HDA Grup Danışmanı, HDA Power A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi ve Yapıtek
A.Ş. Danışmanı olarak görev yapıyor, enerji ve inşaat gibi stratejik
sektörlerde kurumsal gelişim süreçlerine katkı sunuyorum.
Aynı zamanda Dünya Gazetesi,
Paraborsa.net ve Haberler.com'da yazılar yazıyor; ekonomi ve sosyal sorumluluk
konularında kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyorum.
Youtube’daki “Burcu Kösem”
kanalımda
Sektör profesyonelleri, STK ve oda
başkanları ile 100’ü aşkın değerlendirme programı yaptım.
2020 yılında yayımlanan
“Dijital Gelecekte Mesleklerin ve
Sektörlerin Dönüşümü” adlı kitapta
“Medya Sektöründe Dijital
Dönüşüm” başlıklı bir bölüm yazdım.
2024’ten itibaren ise
“Sürdürülebilir bir dünya”
hedefiyle,
Dünya Gazetesi çatısı altında
iklim ekonomisi zirveleri organize ederek
Farkındalık yaratmaya devam
ediyorum.
Eğitim hayatıma da hep devam
ettim.
2018 yılında Marmara
Üniversitesi’nde İşletme MBA programını tamamladım.
Ardından, Marmara Üniversitesi iş
birliğiyle düzenlenen Business Management Institute Lider CFO’lar Sertifika
Programına katıldım ve başarıyla mezun oldum.
2021 yılında ise, The London
School of Economics and Political Science (LSE) bünyesinde yürütülen MBA
programını yüksek başarı puanıyla tamamlayarak uluslararası akademik vizyonumu
pekiştirdim.
Evliyim. İki çocuğum var: Oğlum
19, kızım 12 yaşında.
Ailem benim gerçek dünyam.
Hayatımın en kıymetli armağanı
annelik.
İş dışında STK’larda gönüllü
olarak görevler aldım.
Paylaşmanın, yardımlaşmanın,
dayanışmanın gücüne hep inandım.
Küçükken annemin beslenme
çantasına koyduğu yiyecekleri arkadaşlarımla paylaştığım o günlerden
Bugün ihtiyaç sahibi öğrencilere
burs verdiğim günlere geldim.
Her biriyle birebir ilgileniyor,
mezun olanların başarılarıyla gurur duyuyorum.
Kızılay İstanbul Büyükşehir
Yönetim Kurulu Üyeliğini de
Yardımı doğru zamanda, doğru yere
ulaştırmak sorumluluğu ile kabul ettim.
Bu yüzyılda da hâlâ, 16. yüzyılda
yaşamış bir filozofun
“İnsan, insanın kurdudur” sözünü
rehber edinenlere inat;
Ben diyorum ki:
“İnsan, insanın yurdudur.”
Kadın platformları başta olmak
üzere birçok STK’da görev alıyor,
Deneyimlerimi genç kadınlara ve
öğrencilere aktarıyorum.
Bir tek kişinin bile hayatına
dokunabilirsem,
Ne mutlu bana…
Son olarak, gençlere üç güzel
sözle seslenmek istiyorum:
E.C. McKenzie der ki:
“Bir şeyi gerçekten yapmak
isteyen bir yol bulur,
İstemeyen mazeret bulur.”
Siz mazeret bulanlardan olmayın.
Necip Fazıl Kısakürek der ki:
“Devler gibi eserler bırakmak
için,
Karıncalar gibi çalışmak gerekir.”
Eser bırakmak isteyen, çok
çalışmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk der ki:
“Muhtaç olduğun kudret,
Damarlarındaki asil kanda
mevcuttur.”
Kudretinizin farkına varın…
Burcu KÖSEM GÖREV VE ÜYELİKLER
Türk Kızılay İstanbul İl Başkanı
Uluslararası Sanayici İş Kadınları Derneği Başkan Yardımcısı
Dış Ticarete Yön Verenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Kastamonulular Platformu Başkan Vekili
Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği (KASİAD) Basın ve
İletişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı - Yönetim Kurulu Üyesi
Arya Women Investment Platform Üyesi
İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyesi (2019-2023 yılları
arasında)